11 Aralık 2008 Perşembe

Türkiye Sunumu

Soğuk bir Prag akşamında Masarykova Student Club'ta Türkiye sunumu başarıyla yapmanın gururuyla bu yazıya başlıyorum. Aynı gün içinde bizimle birlikte Estonya'nın ve Tayvan'ın da sunumu vardı. 1 saat önceden olay yerine gelip hazırlıklara başladık. Önceki yazılarımdan belki hatırlayanlar olur, Türkiye'den gelmeden önce İzmir Turizm Bürosun'dan yüklü bir broşür arşivi almıştım, onları da yerleştirip yemek servisine başladık. Aslında bu yemek işi yüzünden club'ın barından komisyon almamız lazımdı çünkü zaten acıya dayanaksız Avrupa milleti bizim kısırın hafif acısına dayanamayıp biraya dadandı durdu.

Tayvan'ın sunumu esnasında bir üst kata çıkıp gecenin DJ'i arkadaşla müzik alışverişi yaparken, kulağıma Tarkan'ın şarkısı gelince, "İyi'de bizim sunuma daha 45 dakika varki, gecikmiş olamam" (işin komik yanı sunumda Tarkan'ı kullanmayacak olmamızın aklıma en başta gelmemesi) diye olay yerine koşuşturduğumda müziği Tayvan'ın çaldığını görünce derin bir nefis alıyorum. Ardından Estonya'nın sunumunu izleme şansını yakalıyorum. Kuzey ülkelerinin hemen hemen hepsi çok güzel yerler, Estonya'nın sunumunu izledikten sonra sıra büyük ana gelmişti.



Sunumu en az 150-180 kişiye yapacak olmak sunum öncesi gergin olmamı sağlayan başlıca nedendi. Bu dönemin ülke tanıtımı yapacak son ülkesi olarak son golü bizim atmamız gerektiğini düşünerek Euro 2008'de attığımız son golleri müzik eşliğinde göstererek hızlı bir giriş bir yaptık geceye. Doğal olarak Çek Cumhuriyeti maçı esnasında çığlıkların ve alkışların sayısı artmış , Nihat'ın son golünde özellikle İspanyollar'ın gol sevincini bizim kadar yaşamış olduğunu görmek biz Türkler içinde güzel bir anı olarak kalacağını düşünüyorum. Ardından büyük bir Türkiye turuna çıktık. Bölge bölge gezilecek yerleri ve her yöreye özgü yemekleri göstererek yabancıların ağzının suyunu akıttık. En büyük tepki İstanbul'u bir kenara koyarsak, Pamukkale'ye geldiğini söyleyebilirim. Yemekler de ise neredeyse her yemeğe büyük bir alkış furyası koptu. Kebapların doğal olarak en çok alkışlanan bölüm olmasının yanında, sarma ve baklavanın görüntülerine de beklediğimin ötesinde bir tepki geldi. Akdeniz Bölgesi'ne geldiğimizde Rusların coşması da bir başka anı olarak hafızama kazınmış oldu.

Geziye ara verip bir gün önceden çektiğimiz ilginç bir videoyla

olay yerini kahkalarla çınlattıktan sonra geziye kaldığımız yerden devam ettikten Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini de anlatarak büyük turumuzun son yerine Marmara'ya gelmiş olduk. Bu Şubatta benimle birlikte İstanbul'a gelecek olan 20'ye yakın İspanyol'a adayarak en çok ilgi toplayan bölüme gelmiş bulunduk. Nüfus konusunu açtığımda, çüş ifadelerinin değişik dillerdeki karşılıklarını dinleyerek, yer yer alkışlarla kesilen bu bölümü de bitirip sözü Onur'a bıraktım. Ünlü simalarımızdan ve sportif başarılarımızdan bahseden Onur'un ardından son noktayı Cihan'ın anlatımıyla Atatürk üzerinden koyduk. Tabiki oyundan da bahsedeceğim. Lokumlu ve rakılı oyunumuzu, bir arkadaşım videoya çekmiş ancak hafızası bittiğinden kısa bir bölümünü izleme fırsatı bulacaksınız.



Sunumun sonunda artık parti zamanı gelmişti, yer yer Türkçe şarkıların da kulağımıza ilişmesi ve sunumun başarısının gururuyla gönlümüzce eğlenerek geceyi tamamlamış olduk.
Buradan bu sunumda payı olan herkese ve bize bu fırsatı tanıyan ISC'ye teşekkürü bir borç bilirim.



Resim çekme şansım olmadı o yüzden zaman geçtikçe arkadaşlardan toparladığım fotoları burada paylaşacağım

0 yorum: